Gürkan Özsoy Blog

Tamamen Kişisel

Yapay Zeka Dedektörleri



Yapay zeka artık hayatımızın bir parçası. Herkes bir şekilde yapay zekayla tanışmış durumda. İnternette doğrudan ChatGPT’yi kullanmasak bile, mesela müşteri hizmetlerine bağlandığımız anda yapay zekayla muhatap oluyoruz. Böyle olunca piyasa yapay zekadan geçilmiyor. Herkes kafasına göre bir yapay zekanın iyi olduğunu iddia ediyor. Girişimci olup yeni bir yapay zeka aracı çıkaran çıkarana. Bu durumdan şikayetçi değilim. Önümüzdeki yıllarda arama sonuçlarının belki yarısına yakını veya daha fazlası yapay zeka tarafından üretilmiş içeriklerden ibaret olacak. Durum bu olunca yapay zekayla içerik üretenlerin aklına şu soru geliyor: Yapay zekayla içerik üretmek bu kadar popüler ve ulaşılabilir haldeyken, bu içerikler ileride sitelerimize zarar verir mi?

yapay zeka vs google

Piyasada SEO “uzmanı” olarak gördüğümüz bazı tiplere göre, evet! Yani yapay zeka ile yazılan içeriklerin sitelere zarar vermesi mümkün. Fakat Google bu arkadaşlarla aynı düşünmüyor. Google’ın da şu an aktif olarak bir yapay zeka aracı geliştirmeye çalıştığını dikkate aldığımızda, ki Google’ın yapay zekasıyla da içerik üretilebiliyor, yapay zekanın sitelere zarar vermeyeceğini söyleyebiliriz. Tabii ki bunun, Google’ın açıkladığı üzere, bazı şartları var. Google’ın Şubat 2023‘te bu yapay zeka içerikleri üzerine yayımladığı bir makaleyi buldum: Google Arama’nın, yapay zeka tarafından oluşturulan içerikle ilgili kılavuzu. Makaleyi mutlaka okumanızı öneririm. Konuyla ilgili özet geçmek adına, bahsettiğim makalede geçen şurayı dikkatlerinize sunmak istiyorum:

İçeriğin oluşturulma şeklinden ziyade içerik kalitesine odaklanmamız, kullanıcılara yıllar boyunca güvenilir ve yüksek kaliteli sonuçlar sunmamızı sağlayan yararlı bir kılavuzdur.

Yani “içerik kraldır” felsefesi hala geçerli. Aynı makalenin devamında yapay zekayla içerik üretenlere de tavsiyeler veriliyor:

Yapay zeka ile oluşturmayı düşünen içerik üreticiler için önerimiz

Yukarıda da açıkladığımız üzere içerikler nasıl üretilmiş olursa olsun, Google Arama’da başarılı olmak isteyen kişiler D-U-Y-G (deneyim, uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik) niteliklerine sahip özgün, yüksek kaliteli ve kullanıcı odaklı içerikler üretmeyi amaçlamalıdır.

İçerik üreticiler, Kullanıcı odaklı, faydalı ve güvenilir içerikler oluşturma yardım sayfamızda D-U-Y-G (deneyim, uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik) kavramıyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilir. Bu sayfayı, içeriğin üretilme şekliyle ilgili olarak Kim, Nasıl ve Neden sorularını düşünmeye dair bazı yol gösterici bilgilerle güncelledik.

Yapay zeka tarafından oluşturulan içerik kullanıp kullanmadığınızdan bağımsız olarak içeriğinizi bu şekilde değerlendirmek, sistemlerimizin ödüllendirmek istediği hedeflere ulaşmanıza yardımcı olur.

Özetle, Google diyor ki; spam amaçlı içerik üretmedikten sonra, içerik kontrollerini yaptıktan ve yapay zeka içeriğini D-U-Y-G (deneyim, uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik) ilkeleriyle uyumlu hale getirdikten sonra, yapay zekayla içerik üretmek sorun olmaz.

Peki hal böyleyken, yapay zeka dedektörleri bu hikayenin neresinde yer alıyor?

En başta işaret etmiştim; yapay zeka artık bir sektöre dönüşmek üzere. Çoğu yapay zeka uygulaması paralı ve insanlar bu uygulamalara ciddi paralar yatırıyorlar. Bu durum ortadayken bunun karşılığında birileri de “yapay zeka içeriğini keşfetmek” ile ilgili çalışmalar yapıyor. Hatta bazıları işi o kadar ileriye götürmüş durumda ki, “%1000 garantiyle dedektörleri atlat“maya yönelik yöntemler pazarlıyorlar. Yapay zekaya aylık ödenen paranın neredeyse 2-3 katı kadar bir paraya, bu “muhteşem” sırları veya sırrı vereceklerini söylüyorlar. Burada insanın aklına şu soru geliyor: madem bu kadar iyi yöntem/yöntemler keşfettiniz, o zaman bunu pazarlamak yerine kendiniz kullanın ve Google’da iyi yerlere gelen siteler yapın. 🙂 Keriz silkeleme dediğimiz olay tamda böyle bir şey. Nitekim bunu Reddit’te yazan bir kullanıcıya “Biri bir şeyi %1000 garanti ediyorsa o şey mutlaka temelsizdir ve garantisizdir” şeklinde bir cevap yazılmış.

Birileri yapay zeka içeriğini “insan” gibi yazmaktan bahsede dursun, şu an piyasada bilinen yapay zeka dedektörleri hakkında OpenAI‘nin yayımladığı ilginç bir yazı bulunuyor. Okuyalım:

Yapay zeka dedektörleri çalışıyor mu?

Kısacası, hayır, bizim deneyimlerimize göre değil. Dedektörlerle ilgili araştırmamız, eğitimcilerin öğrenciler hakkında potansiyel olarak kalıcı sonuçlar doğurabilecek yargılarda bulunabilecekleri göz önüne alındığında, yeterince güvenilir olduklarını göstermedi. Diğer geliştiriciler tespit araçları yayınlamış olsa da, bunların faydası hakkında yorum yapamayız.

Ayrıca ChatGPT, hangi içeriğin yapay zeka tarafından üretilmiş olabileceği konusunda hiçbir “bilgiye” sahip değildir. Bazen “bu [kompozisyonu] sen mi yazdın?” veya “bu YZ tarafından yazılmış olabilir mi?” gibi sorulara yanıtlar uyduracaktır. Bu yanıtlar rastgeledir ve gerçekte hiçbir dayanağı yoktur.

Dedektörlerin eksikliklerine ilişkin araştırmamızı detaylandırmak gerekirse, temel bulgularımızdan biri, bu araçların bazen insan tarafından yazılmış içeriğin yapay zeka tarafından oluşturulduğunu öne sürmesiydi.

OpenAI olarak yapay zeka tarafından üretilen bir içerik dedektörünü eğitmeye çalıştığımızda, Shakespeare ve Bağımsızlık Bildirgesi gibi insan tarafından yazılmış metinleri yapay zeka tarafından üretilmiş olarak etiketlediğini gördük.

Ayrıca, İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenmiş veya öğrenmekte olan öğrencileri ve yazıları özellikle kalıplaşmış veya özlü olan öğrencileri orantısız bir şekilde etkileyebileceğine dair göstergeler de vardı.

Bu araçlar YZ tarafından oluşturulan içeriği doğru bir şekilde tespit edebilse bile (ki henüz edemiyorlar), öğrenciler tespitten kaçmak için küçük düzenlemeler yapabilirler.

Kaynak: How can educators respond to students presenting AI-generated content as their own?

Gördüğünüz üzere durum bu. Sakın ola size “%1000 garantiyle dedektörleri atlat” diye gelen birine kanıp paranızı boşa harcamayın (veya harcayın, para sizin nasılsa). 🙂