Gürkan Özsoy Blog

Tamamen Kişisel

K-12 Okullarında Cep Telefonu Yasağının Ardındaki Sebepler Nelerdir?



Bu eğitim yılında, birçok genç ve ergen, bazen bir uzuv gibi hissettikleri cihazları, akıllı telefonları olmadan sınıflarında oturuyor. Florida, Indiana, Ohio, Güney Carolina ve Louisiana gibi eyaletler, yakın zamanda K-12 okullarında cep telefonlarını yasaklayan veya kullanımını kısıtlayan yasalar çıkardı. Diğer birçok eyaletteki sayısız okul bölgesi de kullanım sınırlandırmaları getirdi.

K-12 Okullarında Cep Telefonu Yasağının Ardındaki Sebepler Nelerdir?

Maryland’de, okul yılı başında 20’den fazla okul bölgesi, telefonların kapalı tutulup görünürde olmamasını sağlamak amacıyla programlar başlattı. Örneğin, Baltimore County Devlet Okulları, 16 ortaokul ve lisedeki pilot programında, öğrencilerin her dersin başında telefonlarını “cep telefonu çantalarına” kilitlemelerini zorunlu kıldı. Howard County’de ise liselilerin telefonlarını sırt çantalarında saklamaları ve sadece ders aralarında veya öğle yemeğinde kullanmalarına izin veriliyor. İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin ise, özel etkinlikler veya olumlu davranışları ödüllendirmek amacıyla bir yönetici tarafından izin verilmedikçe, telefon kullanmaları tamamen yasak.

Araştırmalar, akıllı telefon kullanımının gençler arasında ruh sağlığı krizini körükleyebileceğini ve dikkat süresinin azalmasından öğrenmeye olan ilginin kaybolmasına, sosyal-duygusal gelişimin engellenmesine kadar çeşitli sorunlara yol açabileceğini gösteriyor.

Bu konuyu ve araştırmaları ele almak için Johns Hopkins Çocuk Merkezi’nde çocuk ve ergen psikiyatrı olan Carol Vidal ile Johns Hopkins Güvenli ve Sağlıklı Okullar Merkezi’nin direktör yardımcısı Annette C. Anderson ile görüştük. Vidal ve Anderson, yaptıkları araştırmaları ve okul ortamında gençlerle ilgili deneyimlerini paylaştı.

Dr. Vidal, Mayıs ayında Uluslararası Ruh Sağlığı ve Bağımlılık Dergisi’nde sosyal medya kullanımı ile ruh sağlığı arasındaki bağlantıları araştıran bir çalışmanız yayımlandı. Neler öğrendiniz?

Vidal: Sosyal medya kullanımıyla ilgili tartışmaların çoğu, gençler arasında artan depresyon ve anksiyetenin sebebi olup olmadığına odaklanıyor. Bence bu tam olarak doğru değil. Araştırmamız ve diğer çalışmalar, depresyon oranı yüksek olan kişilerin sosyal medyayı daha fazla kullandığını gösteriyor. Ancak bu, birinin diğerine neden olduğu anlamına gelmez.

Sosyal medya, geniş bir içerik yelpazesine erişim sunan bir araç. Aynı zamanda bağımlılık yapıcı özelliklerle tasarlanmış. Geliştiriciler, kullanıcıların platformda kalmasını sağlamak için ilgi çekici içerikler sunar ve bu sayede reklam gelirleri elde ederler.

Araştırmalar ayrıca, aşırı sosyal medya kullanımının ruh sağlığı kadar fiziksel sağlığı da olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Bu davranışlar, geç saatlere kadar uyanık kalma ve açık hava etkinliklerine daha az katılma gibi sağlıksız alışkanlıklarla ilişkilendirilir.

Sosyal medya bağımlılığı nasıl görünür?

Vidal: Sosyal medyayı kullanan birçok kişi, onu sağlıksız bir şekilde, kontrolsüzce kullanır ve hayatlarını onun etrafında şekillendirir. Bu durum, çocuklar ve gençler için özellikle risklidir, çünkü beyinleri hala gelişmekte ve dürtülerini kontrol etme yetileri daha zayıftır.

Sosyal medya, aynı zamanda çocuklar ve gençlerin nasıl sosyalleştiğini de değiştiriyor. İlişkileri çoğu zaman sosyal medya etrafında şekillenir. Bağımlılıklar, beynin dopamin sistemi ile ilişkilidir ve sosyal medyadaki beğeniler ve yorumlar, dopamin salgılayarak kişiyi kısa süreliğine iyi hissettirir.

Dr. Anderson, cep telefonları okullarda hangi sorunlara yol açıyor?

Anderson: Ebeveynlerin çoğu, çocuklarına cep telefonu vererek onlarla iletişimde kalmayı amaçladı. Ancak öğrenciler, telefonları oyun oynamak ve sosyal medya platformlarına girmek için de kullanıyor. Ders sırasında öğrenciler dikkatini toplayamıyor ve uygulamalara bağımlı hale geliyor. Bu durum, öğretmenlerin eğitim sürecini olumsuz etkiliyor.

Telefonlar aynı zamanda öğrencilerin sosyal becerilerini de zayıflatıyor. Öğrenciler, yemekhanede bile yüz yüze sohbet etmek yerine telefonlarına bakıyorlar. Bu durum, sosyal etkileşim becerilerinin gelişmesini engelliyor.

Aileler ve öğretmenler, ekran sürelerini nasıl sınırlayabilir?

Vidal: Cep telefonu ve sosyal medya bağımlılıkları henüz resmi bir psikiyatrik bozukluk olarak tanınmıyor, bu yüzden teşhis zor olabilir. Ancak günlük yaşamın olumsuz etkilenip etkilenmediğini gözlemlemek önemli. Örneğin, çocuklar derslerine odaklanmıyorsa veya yeterince uyumuyorsa, bir okul danışmanından veya psikologdan yardım almak faydalı olabilir.

Anderson: Eğitimciler ve aileler, çocuklara ekran sürelerini sınırlama ve sağlıklı alışkanlıklar kazandırma konusunda rehberlik etmelidir. Günümüzde sürekli dijital içerik akışına erişim sağlanırken, bu içerikleri nasıl sınırlayacaklarını öğrenmek büyük önem taşıyor.


Kaynak: Johns Hopkins University