Gürkan Özsoy Blog

Kısmen Kişisel


George Patton’ın “Benim Bildiğime Göre Harb” Kitabı Hakkında


İkinci Dünya Savaşı’nın en agresif, cüretkâr ve tartışmalı komutanlarından biri olarak bilinen George Smith Patton Jr. yaşadıklarını Benim Bildiğime Göre HarbWar As I Know It adlı anı kitabında canlı bir şekilde anlatıyor. Patton’ın savaş sırasındaki öngörüleri ve davranışları hem askeri akademisyenlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekmiş ve bu edebi eseri 2. Dünya Savaşı anılarının köşe taşlarından biri haline getirmiştir.

Savaş, zaman zaman gerekli olsa da, yüceltilen bir olay değil, muazzam strateji, zihinsel güç ve metanet gerektiren zorlu bir girişimdir.

George Smith Patton Jr.

Benim Bildiğime Göre Harb” Patton’ın askeri kariyerinin bir kroniği olarak hareket etmekte ve Müttefiklerin zaferine önemli ölçüde katkıda bulunan stratejik becerisini dolaylı olarak sergilemektedir. Kişisel mektuplarının, günlük kayıtlarının ve resmi askeri raporların bir araya getirilmesinden oluşan anı kitabı, Patton’ın öngörülü düşünce sürecine ve savaşın acımasızlığına ve kaosuna samimi bir bakış sunuyor. Patton’ın yılmaz iradesi ve cepheden liderlik etme becerisi, adamlarından büyük saygı ve hayranlık görmesini sağlamıştır. Bu sayede Patton savaşın yürütülmesi hususunda farklı bir bakış açısı geliştirmiş, ihtiyatlı savunma yaklaşımları yerine saldırgan hücumların önemine inanmıştır. Anılarında da ortaya koyduğu gibi onun felsefesi, düşman teslim olana ya da yok edilene kadar ilerlemeye devam etmektir. Patton bu görüşlerinin yanında savaşın psikolojik yönlerine de derinlemesine dalmaktadır. O, birliklerin moralinin en az fiziksel hazırlıkları kadar değerli olduğuna inanmaktadır. Patton, zafere ulaşmanın ayrılmaz unsurları olarak gördüğü disiplin, cesaret ve özgüvenin önemini sürekli vurgulamıştır.

Benim Bildiğime Göre Harb” 2.Dünya Savaşı’nın sert gerçekleri ve dehşetiyle bizi yüzleştirmektedir. Patton, küresel çatışmanın neden olduğu acımasızlıkları, fedakârlıkları ve yıkımı samimiyetle tartışıyor. Bu gerçekçi tasvirler sarsıcı bir gerçeği ortaya koymaktadır: Savaş, zaman zaman gerekli olsa da, yüceltilen bir olay değil, muazzam strateji, zihinsel güç ve metanet gerektiren zorlu bir girişimdir. Nihayetinde bu kitap, George Patton’ın savaş sırasındaki kahramanlıklarını anlatmaktan çok daha fazlasıdır. Liderlik, strateji ve psikolojik gücün çatışma zamanlarındaki hayati rolünü ortaya koymaktadır. Patton tartışmalı bir figür olmasına rağmen, anıları savaş ve liderlik hakkında bugün hala analiz edilen ve incelenen değerli öngörüler ve dersler sunmaktadır.

Kitap Türkiye’de Genelkurmay Başkanlığı tarafından 1952 yılında basılmıştır. Şu an bu kitabın baskısı ve internette PDF formatında bir kopyası bulunmuyor. Geçtiğimiz aylarda bir sahafta denk geldiğim bu kitabın Türkçe ve İngilizce kopyalarını bu yüzden, pahalı da olsa, satın aldım. Kitap üç kısımdan ve bir “Haritalar” bölümünden oluşuyor. Notlar ve ek bölümleriyle toplam 544 sayfa. Kitabın birinci kısmı Afrika ve Sicilya’dan açık mektuplar, ikinci kısmı Overlord Operasyonu ve üçüncü kısım ise geçmişe bakış başlıklı yazılarla başlıyor.

Geçmişe Bakış / Askere Dair

Asker, ordu demektir. Hiçbir ordu onu meydana getiren askerlerden daha iyi değildir. Asker de milletin bir ferdidir. Vatandaşlığın en ulvi mecburiyet ve mazhariyeti kendi memleketi için silah taşımasıdır. Bundan dolayı, asker olmak en büyük mazhariyettir. Hayatta bir mevki işgal eden ve fakat adiliğe katlanan bir kimse, hem kendine hem de Amerikan geleneğine sadık değildir. İyi bir asker olmak için; disiplin sahibi olmalı, izzeti nefis (öz saygı) sahibi olmalı, birliği ve memleketi ile iftihar etmeli, büyük bir vazife hissi olmalı, arkadaşlarına ve üstlerine karşı sevgi ve saygı hisleri beslemeli, müsbet kabiliyet ve iktidardan doğan kendine itimat (özgüven) sahibi olmak gerekir.

Disiplin hakkında şimdiye kadar ve halen de birçok sözler söylenmiştir. Fakat onun ne olduğunu veya onun niçin lazım olduğunu, gerek ordu içinde ve gerekse ordu dışında ancak birkaç kişi bilir.

Bir insan orduya girince ekseriyetle bu hal ilk defa evinden ayrılması demektir. Bu, aynı zamanda, ebeveyn ve arkadaşlarına olan saygı düşüncesinin doğurduğu mecburiyetleri terk etmek demektir. Kişi birliğine katıldığı ve bu düzeltici tesir bulunmadığı zaman; moral, temizlik ve enerji bakımından sağa sola savrulur. İdari disiplin, mevcut bulunmayan mecburiyetlerin yerine geçmelidir.

Benim Bildiğime Göre HarbWar As I Know It