Gürkan Özsoy Blog

Kısmen Kişisel


Geometri Odaklı Matematik Öğretimi ve Öğrenimine Stratejik Bir Yaklaşım


Matematik, özellikle de geometri, günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Anlaşılması zihni zenginleştirir ve fikirlerin yapılandırılmış ve kesin bir şekilde ifade edilmesi için bir kelime dağarcığı sağlar. Bu nedenle Matematik ve Geometri öğrenme ve öğretme süreci dinamik, ilgi çekici ve düşündürücü bir çaba olmalıdır.

Matematik ve özelinde geometri, dünyada tüm öğrencilerin başına bela olmuş dersler. Tabi olaya ders olarak yaklaşıldığı için başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Demek ki önce bundan kurtulmak lazım. Matematiği tanımamız, dahası matematiğe ders gözüyle bakmamamız lazım. Peki, nedir bu matematik? Matematik; doğru, sürekli ve sistemli düşünme sanatıdır. Geometri ise bu sanatın görsel boyutudur.

Matematik ve geometri öğrenmenin ilk ve en temel ilkesi, sağlam bir temel bilginin oluşturulmasıdır. Bunlar, birbirini izleyen öğrenmelerin üzerine inşa edildiği temel kavramlar, tanımlar, aksiyomlar ve teoremlerdir. Örneğin geometride noktalar, doğrular ve açılar gibi temel kavramların anlaşılması şekiller, boyutlar ve uzamsal ilişkiler gibi daha karmaşık olguların ele alınması için yapı taşlarını oluşturur. Bu temel unsurların periyodik olarak yeniden gözden geçirilmesi, öğrencinin yetkinliğini ve güvenini pekiştirir.

Matematik ve geometri çalışırken sürekli kağıt ve kalem kullanmaya özen göstermek gerekir. Tarih çalışır gibi matematik ve geometri çalışılmaz. Yazmak, akla gelen her düşünceyi kağıda dökmek, matematik ve geometri çalışmalarını verimli hale getirir.

İkinci olarak, matematikte problem çözmenin rolü abartılamaz. Matematik ve geometri öğrenimi, öğrenciyi analitik ve soyut düşünme yeteneklerini kullanmaya zorlayan bir dizi problem çözme alıştırması olarak sunulmalıdır. Bu alıştırmalar, öğrencilerin matematiksel kavramları ezberlemek yerine anlamalarını, uygulamalarını ve analiz etmelerini sağlar. Matematik ve geometri öğrenimi de aşamalı bir süreç olmalıdır. Basit kavramlara hakimiyet, daha karmaşık olanlara girişten önce gelmelidir. Örneğin, öğrencilere üç boyutlu şekillere geçmeden önce iki boyutlu şekilleri öğretmek, anlamaya yardımcı olan bir referans noktası ve bilişsel bağlantı sağlar.

Aktif öğrenme, matematik öğretiminin bir diğer ayrılmaz yönüdür. Öğrenciler soru sorarak, alıştırmalar üzerinde çalışarak ve akranlarıyla tartışarak öğrenme sürecine aktif olarak katılmaya teşvik edilmelidir. Aktif öğrenci katılımı kavramların daha iyi anlaşılmasını sağlar ve problem çözme becerilerini geliştirir.

Teknoloji ve ilginç öğretim araçlarının kullanımı da öğrencilerin matematik ve geometriyi anlamalarını büyük ölçüde geliştirir. Geometri eskiz defteri programları gibi dijital araçlar, soyut kavramların görselleştirilmesine olanak tanıyarak onları daha erişilebilir ve ilgi çekici hale getirir. Mümkün olan her yerde, matematiksel kavramları gerçek hayattaki durumlarla ilişkilendirmek de anlamayı ve akılda tutmayı geliştirebilir.

Bir öğretim bağlamında, eğitimcinin rolü öğrencinin başarısında çok önemlidir. Öğretmen, merakı ve soru sormayı teşvik eden güvenli ve destekleyici bir ortam yaratmalıdır. Öğretmenlerin anında ve faydalı geri bildirimler sağlaması, yanlış anlamaları gidermesi ve doğru anlamaları pekiştirmesi de aynı derecede önemlidir.

Sonuç olarak, matematik ve geometri öğretmek ve öğrenmek ezbercilikle sınırlı, göz korkutucu bir görev olmamalıdır. Bunun yerine, güçlü bir temel bilgi oluşturmaktan daha iyi kavrama için teknolojiden yararlanmaya kadar bir dizi stratejiyi kullanan etkileşimli, ilgi çekici ve keşfedici bir yolculuk olmalıdır. Doğru yaklaşımla, matematik ve geometri sadece yönetilebilir değil, aynı zamanda son derece eğlenceli ve tatmin edici hale getirilebilir.