Gürkan Özsoy Blog

Yılın Son Günlerine Sığacak 16 Kitap ve Bilimsel Hızlı Okuma Stratejileri

2026 okuma hedefi belirlemek için Ocak ayını bekleyenler çok şey kaçırıyor; çünkü yılın bitmesine sayılı günler kala, yani o son 38 günlük virajda yapılan entelektüel ataklar, zihnin yıl boyu biriken yorgunluğunu atmak ve yeni yıla taze bir bilişsel kapasiteyle girmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Çoğu insan yılın son günlerini rehavetle geçirirken, bilinçli okurlar bu dönemi bir "kapanış sprinti" olarak değerlendirir. Jean Jacques Rousseau’dan İbni Rüşd’e, Stefan Zweig’dan Carlo Rovelli’ye uzanan aşağıdaki 16 kitaplık seçki, sadece niceliksel bir hedefi değil, aynı zamanda felsefe, bilim, edebiyat ve siyaset arasında kurulan muazzam bir köprüyü temsil ediyor. Bu liste, "cep boyu" kitapların hafifliği ile "ağır" fikirlerin yoğunluğunu harmanlayarak, kısa sürede maksimum entelektüel derinlik kazanmayı hedefleyen bir zihin egzersizi niteliğinde. Özellikle listenin sonunda yer alan İbni Rüşd'ün Tutarsızlığın Tutarsızlığı adlı dev eseri, diğer kısa metinlerin arasında bir çıpa görevi görerek okuma disiplinini zirveye taşıyacak bir meydan okuma sunuyor.

Listemdeki 16 kitap şöyle:

  1. Toplum Sözleşmesi - Jean Jacques Rousseau (168 sayfa)
  2. Matematik Belası Üzerine - Bekir S. Gür (150 sayfa)
  3. İnsanlığımı Yitirirken - Osamu Dazai (118 sayfa)
  4. Düşünceler - Blaise Pascal (63 sayfa)
  5. Bilimin Şiir Hali Matematik - Cedric Villani (65 sayfa)
  6. Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders - Carlo Rovelli (67 sayfa)
  7. Devlet Yönetmek - Timur (78 sayfa)
  8. Coğrafya Kaderdir - İbni Haldun (116 sayfa)
  9. İntihar ve Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine - David Hume (44 sayfa)
  10. Çeşitli Düşünceler - Montesquieu (72 sayfa)
  11. Top Oynayan Kedi Dükkanı - Honore De Balzac (78 sayfa)
  12. Yöntem Üzerine Konuşma - Rene Descartes (72 sayfa)
  13. İtiraflarım - Tolstoy (100 sayfa)
  14. Yakıcı Sır - Stefan Zweig (96 sayfa)
  15. Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev - Jean Jacques Rousseau (69 sayfa)
  16. Tutarsızlığın Tutarsızlığı (3 Cilt) - İbni Rüşd (623 sayfa)

Nörobilimsel Açıdan Neden Okumalıyız?

Sene sonuna kadar 16 kitap okuyup bunu bitirmek benim kişisel hedefim. Fakat hazır bunun üzerine yazmışken okumanın önemine de değinmek istiyorum.

Kitap okumanın öneminden bahsederken genellikle "kültürlenmek" veya "kelime dağarcığını geliştirmek" gibi yüzeysel faydalardan söz edilir; oysa modern nörobilim, okumanın beynin anatomisi üzerindeki somut etkilerini kanıtlamış durumdadır. Emory Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, etkileyici bir roman okumanın beyindeki bağlantıları güçlendirdiğini ve bu etkinin okuma bittikten sonra bile günlerce sürdüğünü ortaya koymuştur. Buna "gölge aktivite" denir. Örneğin, Osamu Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken eserindeki o derin melankoliyi okuduğunuzda veya Balzac’ın betimlemelerinde kaybolduğunuzda, beyninizin motor korteksi ve duyusal alanları, sanki o olayları bizzat yaşıyormuşsunuz gibi aktive olur. Bu durum, nöroplastisiteyi (beynin kendini yeniden yapılandırma yeteneğini) tetikler. Özellikle David Hume veya Descartes gibi soyut düşünme gerektiren felsefi metinler, beynin ön lobundaki (prefrontal korteks) yönetici işlevleri zorlayarak bilişsel rezervinizi artırır. Yani bu 16 kitabı bitirmek, sadece bilgi edinmek değil, beynimi 38 gün boyunca yoğun bir spor kampına almam demektir. "Kaydırmanın" ve "ekran bağımlılığının" yaygın olduğu dönemde ne büyük lüks!

Listeyi Analiz Etmek: Cep Kitaplarının Gücü ve "Büyük Balık"

Seçilen listenin stratejik zekası, "mikro-öğrenme" yöntemine uygunluğundan geliyor. Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders veya Bilimin Şiir Hali Matematik gibi kitaplar, karmaşık bilimsel kavramları, beynin "bilişsel yük" (cognitive load) sınırlarını aşmadan, hap bilgiler halinde sunar. Beynimiz, devasa bilgi yığınlarındansa, parçalara bölünmüş (chunking) bilgileri daha kolay işler ve uzun süreli hafızaya atar. Stefan Zweig’ın Yakıcı Sır’ı veya Tolstoy’un İtiraflarım’ı gibi eserler, yoğun duygusal içerikleri kısa sayfa sayılarına sığdırarak okuyucuda "tamamlanmışlık hissi" (sense of closure) yaratır ve dopamin salgılanmasını sağlar. Bu dopamin, bir sonraki kitaba geçmek için gerekli motivasyonu sağlar. Ancak listedeki İbni Rüşd’ün 3 ciltlik eseri, bu hızlı akışın içindeki "derin odaklanma" (deep work) durağıdır. Strateji şu olmalı: Cep kitaplarını hafta içi günlük rutinlerde tüketirken, İbni Rüşd gibi ağır metinleri hafta sonlarına veya zihnin en berrak olduğu sabah saatlerine yaymak, bilişsel yorgunluğu önleyecektir.

Bilimsel Verilerle Hızlı ve Etkili Okuma Teknikleri

38 günde yaklaşık 2000 sayfayı, üstelik felsefi derinliği olan metinleri okumak için geleneksel "kelime kelime" okuma yöntemi yetersiz kalabilir veya süreci yavaşlatabilir. Burada devreye bilimsel hızlı okuma dinamikleri girer. Gözlerimiz okuma sırasında "sakkad" adı verilen sıçramalar yapar ve her duraklamada (fiksasyon) bilgi alır. Ortalama bir okuyucu her kelimede duraklar. Oysa göz kasları eğitilerek ve "periferal görüş" (çevresel görüş) genişletilerek, her bakışta tek bir kelime yerine 3-4 kelimelik bloklar görülmelidir. Özellikle Toplum Sözleşmesi veya Devlet Yönetmek gibi teorik metinlerde, ana fikri yakalamak için paragrafların giriş ve sonuç cümlelerine odaklanmak, beynin metni bütünsel algılamasını kolaylaştırır.

Bununla birlikte, en büyük engel genellikle "iç seslendirme"dir (subvocalization). Okurken metni içimizden seslendirmek, okuma hızımızı konuşma hızımıza (dakikada ortalama 150-200 kelime) sabitler. Beyin ise bundan çok daha hızlısını, dakikada 500-600 kelimeyi işleyebilecek kapasitededir. Tamamen iç sesi yok etmek anlam kaybına yol açabilir, ancak bu sesi bilinçli olarak kısmak ve gözlerin metin üzerinde kaymasına izin vermek hızı ikiye katlar. Matematik Belası Üzerine gibi teknik olmayan ama düşünsel metinlerde, işaret parmağınızı veya bir kalemi satırın altında kaydırarak gözünüze "hız belirleyici" (pacer) olarak kullanmak, gözün geriye dönüp tekrar okuma (regresyon) hatasını engeller. Bu basit fiziksel kılavuz, okuma hızını %30 oranında artırabilir.

Yılın son günlerinde bu listeyi tamamlamak, sadece kitap rafımdaki 16 kitabın yer değiştirmesi değil, 2026’ya analitik düşünme yeteneği keskinleşmiş, empati kapasitesi artmış ve odaklanma süresi uzamış bir zihinle girmem demektir. Zaman daralıyor, ancak sayfaların arasındaki sonsuzluk beni bekliyor.

Çok geç olmadan siz de ekran kaydırmayı bırakın ve elinize bir kitap alıp okumaya başlayın.