Gürkan Özsoy Blog

Yapay zeka çağında blog yazarlığı bitiyor mu?

Eğer trafik grafiklerinizde aşağı yönlü kırmızı oklar görüyorsanız, yalnız değilsiniz. Dijital yayıncılık, ticari internetin doğuşundan bu yana en büyük depremini yaşıyor. Google SGE (Arama Üretken Deneyimi) ve Perplexity gibi yanıt motorlarının yükselişiyle oyunun kuralları tamamen değişti.

Ancak iyi haber şu: Blog yazarlığı ölmüyor, sadece kabuk değiştiriyor.

Bu yazıda, 2025 ve sonrasında dijital dünyada ayakta kalmakla yetinmeyip, nasıl bir Otorite (Authority) figürüne dönüşebileceğinizi verilerle inceleyeceğiz.

1. Acı Gerçek: "Tıkla ve Oku" Dönemi Bitiyor

Eskiden denklem basitti: Bir yazı yazardınız, arama sonuçlarında sıralamaya girerdiniz ve insanlar sitenize tıklardı. Artık bu huni tıkanmış durumda. 2025 verilerine göre, yapılan aramaların yaklaşık %60'ı Sıfır Tıklama (Zero-Click) ile sonuçlanıyor. Yani kullanıcılar cevabı yapay zeka özet ekranında görüp, sitenizi hiç ziyaret etmeden sayfayı kapatıyor.

Özellikle mobil aramalarda bu oran %77'lere kadar çıkabiliyor. Bu durum, sadece trafiğin düşmesi demek değil; reklam gelirine (CPM) dayalı klasik blog modelinin çökmesi demektir. Eğer iş modeliniz sadece "sayfa görüntüleme" üzerine kuruluysa, stratejinizi hemen şimdi değiştirmeniz gerekiyor.

2. Yeni Oyun Planı: SEO'dan GEO'ya Geçiş

Geleneksel Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) yerini yavaş yavaş Üretken Motor Optimizasyonu'na (GEO - Generative Engine Optimization) bırakıyor.

Yapay zeka modelleri (LLM'ler), interneti insanların okuduğu gibi okumaz; Bilgi Kazancı (Information Gain) arar. Yani, internette zaten var olan 10 makalenin özetini yazarsanız, yapay zeka sizi görmezden gelir. Ancak masaya yeni bir veri, özgün bir bakış açısı veya kişisel bir deneyim koyarsanız, o zaman referans alınan kaynak olursunuz.

GEO İçin 3 Altın Kural:

  • İstatistik ve Alıntı Odaklı Olun: Yapay zeka, sert verileri sever. Kendi anketlerinizi veya vaka analizlerinizi yayınlayın.
  • Marka Otoritesi: HubSpot gibi devler bile stratejilerini "LLM'lerde en çok atıf yapılan marka olma" üzerine kuruyor.
  • Doğrudan Yanıtlar: İçeriğinizin başında sorulara net yanıtlar verin. Yapay zeka bu Yapılandırılmış Veriyi (Schema Markup) sever ve daha kolay işler.

3. İnsan Faktörü: Yapay Zekanın Taklit Edemediği Tek Şey

Yapay zeka saniyeler içinde "Roma'da gezilecek 10 yer" listesi yapabilir. Ancak "Roma'da scooter kiralarken dolandırılmaktan son anda nasıl kurtulduğunu" anlatamaz.

2025'te başarılı blogların ortak özelliği Deneyim (Experience) odaklı olmalarıdır. Google'ın E-E-A-T (Uzmanlık, Deneyim, Otorite, Güvenilirlik) kriterlerine eklediği bu "E", kişisel hikayelerinizi ve başarısızlıklarınızı en değerli varlığınız haline getiriyor.

  • Seyahat Blogları: Genel rehberler yerine, hiper-spesifik deneyimler ve kişisel hatalar ön plana çıkıyor.
  • DIY ve El Sanatları: Bir yapay zeka örgü öremez. Fiziksel olarak bir şeyi ürettiğinizi kanıtlayan "yapım aşaması" fotoğrafları, sizi Yapay Zeka Çöplüğünden (AI Slop) ayırır.

4. Para Kazanma Modeli Değişiyor: Reklamlardan Topluluklara

Görüntülü reklamlardan (AdSense, Mediavine) gelen pasif gelir hayali, trafik düşüşüyle birlikte zayıflıyor. Özellikle yemek bloglarında reklam gelirleri toplam pastanın %12-13'üne kadar gerilemiş durumda.

Peki Para Nerede?

  • Bültenler (Newsletters): Blogunuzu bir trafik kaynağı değil, e-posta toplama aracı olarak kullanın. Beehiiv ve Substack gibi platformlar üzerinden doğrudan okuyucunuza ulaşın. Beehiiv, reklam ağı ve özelleştirme seçenekleriyle büyümek isteyenler için öne çıkarken; Substack topluluk odaklı yazarlar için idealdir.
  • Kapalı Topluluklar: Okuyucularınızla daha derin bağ kurmak için Skool veya Circle gibi platformlarda ücretli topluluklar oluşturun. İnsanlar artık bilgiye değil, aidiyete ve mentörlüğe para ödüyor.


Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

S1: 2025 yılında blog yazmaya başlamak için çok mu geç?

Hayır, ancak "eski usul" blogculuk için geç. Genel geçer bilgiler veren bir blog açmak yerine; kişisel markanızı, uzmanlığınızı veya çok spesifik bir hobinizi merkeze alan bir Medya Varlığı (Media Asset) oluşturmak her zamankinden daha mantıklı. Trafik hacmi düşük olsa bile, sadık bir kitle oluşturmak mümkündür.

S2: Hangi blog türleri yapay zekadan en az etkileniyor?

Fiziksel kanıt gerektiren veya derin kişisel bağ kurulan nişler daha dirençli:

  • DIY/El Sanatları: Fiziksel üretim gerektirdiği için güvenilirdir.
  • Kişisel Finans/Yaşam Tarzı: İnsanlar tavsiyeyi "kimin" verdiğine önem verir (Güven faktörü).
  • Yemek: Tarifler yapay zeka tarafından üretilebilse de, görsel estetik ve "hikaye" unsuru okuyucuyu tutar.

S3: Sitemin trafiği düştü, ne yapmalıyım?

Öncelikle trafiğinizi çeşitlendirin. Sadece Google'a güvenmek artık çok riskli. Pinterest ve LinkedIn gibi platformlardan trafik çekmeye çalışın ve mutlaka bir e-posta listesi oluşturun. Ayrıca içeriğinizi Yanıt Motorları (Perplexity, ChatGPT Search) için optimize etmek adına marka adınızı ve uzmanlık alanınızı netleştiren çalışmalar yapın.

S4: Bülten (Newsletter) için Substack mi yoksa kendi sitem (WordPress + Beehiiv) mi?

Eğer teknik detaylarla uğraşmak istemiyor ve sadece yazmak istiyorsanız Substack harika bir başlangıçtır (ancak gelirden %10 kesinti yapar). Eğer markanızın tam kontrolüne sahip olmak, SEO yapmak ve reklam gelirlerinden kesinti olmadan (%0 platform kesintisi) faydalanmak istiyorsanız WordPress + Beehiiv kombinasyonu daha profesyonel bir tercihtir.

S5: Yapay zeka içeriklerini blogumda kullanmalı mıyım?

Taslak oluşturmak, fikir bulmak veya araştırma yapmak için evet; ancak içeriği olduğu gibi kopyalayıp yapıştırmak için hayır. Google ve okuyucular "robotik" içeriği ayırt edebiliyor. İçeriğe mutlaka kendi sesinizi, yorumunuzu ve deneyiminizi eklemelisiniz (İnsan Öncelikli İçerik).