Osmanlı matematikçileri ilee onlardan önceki ve sonraki Türk-İslam matematikçileri, cebirin temellerinden trigonometri tablolarına, takvim reformlarından modern lineer cebire uzanan bir miras bıraktı. Aşağıdaki kapsamlı özet, antik köklerden Selçuklu ve Osmanlı’ya, oradan da Cumhuriyet’in öncülerine uzanan çizgide en etkili isimleri ve katkılarını anlaşılır bir dille topluyor.
Neden bu miras önemli?
Bu miras, sadece “eski defterler” değil. Harezmi’nin cebiri, bugün bilgisayar biliminin kalbinde; Biruni’nin trigonometri ve ölçümleri, modern jeodeziye ve astronomiye yol açtı; Hayyam’ın kübik denklemleri sınıflandırması, analitik geometrinin habercisi oldu. Osmanlı’da Ali Kuşçu’nun İstanbul’a taşıdığı Semerkant ekolü, Takiyüddin’in rasathanesi ve trigonometri tabloları, modern bilimsel yöntemin kurumlaşmasına giden yolu döşedi. Cumhuriyet’te Kerim Erim ve Cahit Arf ise çağdaş matematiği ülkeye kök salan sağlam bir ağaca çevirdi.
Erken dönem: Türk-İslam dünyasının çekirdek katkıları
- Harezmi (780–850): Cebirin kurucu eseri El-Cebr vel-Mukabele ile birinci ve ikinci dereceden denklemleri sistematik çözdü; onluk sayı sistemini (0 dâhil) İslam dünyasında yaygınlaştırdı. “Algoritma” sözcüğünün kökeni onun Latinceleştirilen isminden gelir.
- Farabi (872–950): Matematik ve mantığı aynı çatı altında sınıflayan yaklaşımıyla, geometri ve felsefeyi konuşturdu; bilimlerin tasnifi üzerinden matematiğin yöntemini berraklaştırdı.
- Biruni (973–1050): Trigonometrinin bağımsız bir disiplin olarak kuruluşuna öncülük etti; sinüs, kosinüs, sekant/kosekant gibi fonksiyonları sistemleştirdi. Dağ zirvesi–ufuk açısı tekniğiyle Dünya’nın yarıçapını şaşırtıcı doğrulukla ölçtü.
Selçuklu ve Timurlu damarı: sınıflandırma, gözlem ve okul
- Ömer Hayyam (1048–1131): Kübik denklemleri 13 tipe ayırıp her biri için konik kesitlerle geometrik çözümler verdi; binom açılımını ve “Hayyam üçgeni”ni (Pascal üçgeni) kurdu; Celâlî Takvimi’yle güneş yılına dayalı hassas bir takvim sistemi geliştirdi.
- Uluğ Bey (1394–1449): Semerkant’ta bir gözlemevi ve medrese kurarak Kadızâde-i Rûmî ile Kâşî gibi isimleri bir araya getirdi; Zîc-i Uluğ Bey ile 829 yıldızın konumunu yüksek doğrulukla kataloğa aldı.
- Kadızâde-i Rûmî (1364–1436): Trigonometrik hesapların hassasiyetini yükselten yöntemler geliştirdi; Uluğ Bey Zîci’nin bilimsel omurgasında belirleyici rol oynadı.
- Ali Kuşçu (1403–1474): Semerkant ekolünü İstanbul’a taşıdı; Ayasofya Medresesi’nde astronomi ve matematiği kurumsallaştırdı; Fethiyye ve Muhammediyye ile Osmanlı müfredatına kalıcı metinler kazandırdı.
Osmanlı’da çok yönlü ustalar ve rasathane atılımı
- Matrakçı Nasuh (1480–1564):Cemâlü’l-Küttâb, Umdetü’l-Hisâb ile aritmetik–geometriyi ders kitabına dönüştürdü; pratik “ızgara/kafes” çarpma tekniklerini Enderun’da yaygınlaştırdı. Minyatürde geliştirdiği “Matrakçı üslubu” ile sefer rotalarını kartografik bir hassasiyetle resmetti.
- Takiyüddin (1526–1585): Tophane sırtlarında İstanbul Rasathanesi’ni kurdu; sinüs–tanjant tablolarını 1° aralıklarla yüksek doğrulukta hesapladı; ondalık kesirleri astronomik hesaplara uygulayan öncülerden oldu. Gözlem aletleri ve mekanik saat tasarımlarıyla teknolojik ufku genişletti.
Yenileşme: modern matematiğin dili ve kurumları
- Hoca İshak Efendi (1774–1835): Dört ciltlik Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziye ile logaritma, analitik geometri ve diferansiyel hesabı Osmanlı Türkçesine kazandırdı; Mühendishanelerde modern matematiğin dilini ve müfredatını inşa etti.
- Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa (1832–1901): İngilizce Linear Algebra kitabında vektör cebirini özgün bir sistem olarak kurguladı; kuaterniyonlara alternatif, yalın ama güçlü bir üç boyutlu cebir çerçevesi geliştirdi.
- Salih Zeki Bey (1864–1921):Kâmus-ı Riyâziyât ve Asâr-ı Bâkiye ile Matematik Ansiklopedisi ve İslam bilim tarihi için temel başvuru kaynaklarını yazdı; modern matematiğin Türkiye’de tanıtımını hızlandırdı.
Cumhuriyet’in öncüleri: kurumsallaşma ve dünya ölçeği
- Kerim Erim (1894–1952): Almanya’da doktora yaparak Türkiye’nin ilk matematik doktoru oldu; 1933 Üniversite Reformu ile modern matematik eğitiminin çimentosunu hazırladı; analiz ve geometri ekseninde kurumsal yapıyı güçlendirdi.
- Cahit Arf (1910–1997):Hasse–Arf Teoremi, Arf değişmezi ve Arf halkaları ile dünya literatürüne geçti; sayı teorisi ve cebirde kalıcı kavramlar bıraktı. TÜBİTAK ve TMD’de öncü rol oynayarak araştırma kültürünü yaygınlaştırdı.
Bugüne kalan ders: süreklilik ve yenilik
Bu çizgide göze çarpan ortak payda, bilgiyi kurumsallaştırma ve yöntemi keskinleştirme kararlılığı. Hayyam’ın cebir–geometri sentezi, Uluğ Bey’in gözlem verileri, Ali Kuşçu’nun eğitim hamlesi, Takiyüddin’in sayısal doğruluğu, İshak Efendi’nin kavram sözlüğü, Tevfik Paşa’nın yapısal cebiri, Salih Zeki’nin tarih bilinci, Erim’in reformcu kuruculuğu ve Arf’ın derin kavramsallaştırması… Hepsi, bugünün araştırmacılarına iki şey söylüyor: (1) Birikimi sistemleştir, (2) Ayrıntıda doğruluğu asla ödün verme.
Kısa SSS
Ömer Hayyam’ın matematikteki asıl katkısı ne?
Kübik denklemleri tiplerine ayırıp konik kesitlerle çözdü; binom açılımını sistemleştirdi.
Takiyüddin’i neden “Osmanlı’nın bilimsel zirvesi” sayıyoruz?
Rasathane–alet–trigonometri üçlüsünü en yüksek doğrulukla bir araya getirip ondalık kesirleri pratik hesaplara uyguladığı için.
Cahit Arf’ın adı neden hâlâ anılıyor?
Arf değişmezi ve Hasse–Arf Teoremi, güncel cebir ve topolojide temel kavramlar olmayı sürdürüyor.