Gürkan Özsoy Blog

Tamamen Kişisel

Türkiye İsrail ile Savaşır mı?



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İsrail’in gözü Türkiye’de” açıklaması, iki ülkenin bölgedeki askeri ve ekonomik kapasitelerini göz önüne alarak daha derin bir stratejik analiz gerektiriyor. Bu açıklama, İsrail’in genişleme politikalarının Türkiye’yi de hedef alabileceğine dair bir uyarı niteliği taşıyor ve Türkiye’nin bu duruma karşı stratejik bir hamle geliştirebileceğinin sinyallerini veriyor. Askeri güç karşılaştırması ve 2023-2024 yılları arasındaki ekonomik veriler ışığında iki ülkenin dengelerini analiz etmek, bu bağlamda önem kazanıyor.

Türkiye ve İsrail Savaşır mı?

Türkiye ve İsrail Askeri Güç Kıyaslaması

2024 yılı itibarıyla Türkiye, Global Firepower verilerine göre dünya genelinde 8. sırada yer alırken, İsrail ise 17. sırada bulunuyor. Türkiye’nin kara kuvvetleri, tank sayısı ve personel kapasitesi açısından İsrail’e göre daha üstün durumda. Türkiye, 355.000 aktif personel ve 2600 tank ile bölgesel bir kara kuvveti gücü sağlarken, İsrail’in 170.000 aktif personel ve 1700 tankı bulunuyor.

İsrail, hava kuvvetleri ve teknolojik üstünlük açısından öne çıkıyor. Gelişmiş hava savunma sistemleri olan Demir Kubbe ve Arrow ile yüksek teknolojiye dayalı bir savunma kapasitesine sahip. Türkiye ise, hava gücünü modernize ederek F-16, HISAR-A ve HISAR-O gibi savunma sistemlerini geliştirmekte ve yerli savunma sanayi projeleriyle (KAAN gibi) kapasitesini artırmaktadır.

Hava Kuvvetleri ve Teknolojik Kapasiteler

İsrail, F-35, F-15 ve F-16 savaş uçakları ile hava gücünü sağlamlaştırıyor. Özellikle ABD’den sağladığı yazılım erişimleri sayesinde, savaş uçaklarını dost-düşman tanımlama sistemlerine göre kendi gereksinimlerine uygun hale getirebiliyor. Buna karşılık, Türkiye de 537 uçak ve 78 helikopterlik geniş bir hava filosuna sahip ve yerli üretim İHA’lar ile hava gücünü destekliyor. Türk Hava Kuvvetleri, envanterinde Bayraktar TB2, Bayraktar Akıncı, TUSAŞ Anka, TUSAŞ Aksungur gibi yerli İHA’lar bulunduruyor ve bu İHA’lar uluslararası operasyonlarda önemli başarılar elde etti.

Türk İHA’larının Başarıları ve Operasyonel Kapasiteleri

Türk yapımı İHA’lar, son yıllarda Libya, Dağlık Karabağ ve Ukrayna’daki operasyonlarda önemli başarılar elde etti. Bayraktar TB2 ve Akıncı İHA’ları, düşman hedeflerine karşı başarılı taarruzlar gerçekleştirdi. Özellikle Bayraktar TB2, Dağlık Karabağ ve Ukrayna savaşlarında önemli bir rol oynayarak, düşman tanklarını ve askeri tesisleri hedef aldı ve bu başarısı Türkiye’nin savunma sanayii ihracat gelirlerini artırdı. Bu operasyonel başarılar, Türk İHA’larını küresel pazarda öne çıkardı ve Türkiye’yi bu alanda önemli bir üretici konumuna getirdi​(STRASAM).

Türkiye’nin Ekonomik Verileri (2023-2024)

7 Ekim 2023 ile 30 Eylül 2024 tarihleri arasında Türkiye’nin ekonomik verilerinde dikkat çekici değişimler yaşandı. Bu dönemde Türkiye’nin:

  • Büyüme Oranı: Türkiye ekonomisi, 2023 yılında %4,5 büyüdü. 2024 yılı için ise büyüme tahmini %2,7 olarak belirlendi​(Presidency Strategy & Budget – SBB).
  • İhracat ve İthalat: Ağustos 2024 verilerine göre, ihracat %2,3 artarken, ithalat %10,7 oranında azaldı. Bu gelişme, dış ticaret dengesinde bir iyileşme sağladı​ (TÜİK).
  • Tüketici Güven Endeksi: Eylül 2024 itibarıyla tüketici güven endeksi 78,2 oldu. Ekonomik güven endeksi ise 95,0 olarak kaydedildi​ (TÜİK).
  • Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi: Tarım-GFE yıllık %41,60 artış gösterdi ve bu durum tarımsal maliyetlerde önemli bir artışı yansıttı ​(TÜİK).
  • Enflasyon ve Üretici Fiyat Endeksi: Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) Ağustos 2024 itibarıyla yıllık %28,67, aylık ise %2,95 oranında artış kaydetti ​(TÜİK).

Bu veriler, Türkiye ekonomisinin son bir yıl içinde dış ticarette iyileşme gösterdiğini ancak enflasyon ve maliyet artışları gibi iç dinamiklerde hâlâ zorluklar yaşandığını ortaya koyuyor.

Türkiye ve İsrail Ekonomik Verileri ve Stratejik Dengesi (2024)

Türkiye ve İsrail’in ekonomik göstergeleri, iki ülkenin askeri gücünü ve stratejik dengelerini değerlendirme açısından önemli bir rol oynuyor. 2023 ve 2024 yıllarındaki ekonomik veriler, her iki ülkenin ekonomik performanslarını ve bölgesel etkilerini anlamak için kritik bilgiler sunuyor.

Türkiye Ekonomik Verileri (2023-2024)

  1. Büyüme Oranı: Türkiye’nin 2023 yılında %4,4 büyüme kaydetmesi beklenirken, 2024 yılı için büyüme tahmini %4’e geriledi. OECD’nin verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2024’te %3,4 büyüme ile daha ılımlı bir hızda ilerleyecek. Enflasyonun etkisi, iç talep üzerindeki baskı ve parasal sıkılaştırma politikaları büyüme oranını sınırlayan faktörler olarak öne çıkıyor.
  2. Enflasyon: Türkiye’de enflasyon oranı 2024 yılında yüksek seyretmeye devam ediyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine göre 2024 yılı enflasyon oranının %33-%36 aralığında olması bekleniyor. OECD’ye göre ise 2024 yılı enflasyonu %55,5 olarak tahmin ediliyor.
  3. Cari Denge: 2024 yılında cari açığın 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Özellikle iç talep yavaşlarken, dış ticaret dengesinde iyileşme görülüyor. İhracat, Eylül 2024 itibarıyla %1,8 azalarak 22 milyar dolar seviyesine gerilerken, ithalat ise %1,4 düşerek 27,1 milyar dolar oldu. Bu durum, yüksek maliyetli ithalatın azalmasıyla cari açık üzerindeki baskının hafiflediğini gösteriyor.
  4. Para Politikası ve Enflasyon Beklentileri: TCMB’nin 2024 yılında parasal sıkılaştırma politikasına devam etmesi öngörülüyor. Enflasyonun yüksek seyretmesi ve döviz kuru üzerindeki baskılar, Türkiye’nin ekonomik görünümünü etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
  5. Bütçe ve Kamu Harcamaları: Depremin yarattığı imar çalışmaları nedeniyle kamu harcamalarında artış ve bütçe açığının milli gelir içindeki payında yükselme bekleniyor. 2024 yılında bu harcamaların 1 trilyon TL’yi aşacağı öngörülüyor. Bütçe açığının artması, ekonomik büyüme ve kamu harcamaları üzerinde baskı yaratabilir.

İsrail Ekonomik Verileri (2023-2024)

  1. Büyüme Oranı: İsrail ekonomisi, 2024 yılında %3 büyüme kaydetmesi beklenen istikrarlı bir yapıya sahiptir. İsrail’in ekonomisi teknoloji, savunma sanayi ve hizmet sektöründe büyük oranda dış pazarlara bağımlıdır.
  2. Dış Ticaret: İsrail, yüksek teknolojili ürünler, savunma sanayi ve tarım ürünleri ihracatında önemli bir paya sahip. 2024 yılında İsrail’in toplam ihracatının 120 milyar dolar seviyesine ulaşması bekleniyor.
  3. Savunma Harcamaları: İsrail, gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yaklaşık %5’ini savunma harcamalarına ayırmaktadır. Bu oran, savunma sanayii yatırımları ve bölgesel askeri harcamalar açısından önemli bir seviyededir.
  4. Teknolojik Gelişmeler ve Yatırımlar: İsrail, yüksek teknolojili üretim, savunma sanayii ve inovasyon alanlarında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. 2024 yılında AR-GE harcamalarının GSYH’ye oranı %4’ü aşması bekleniyor. Bu durum, İsrail’in uzun vadede teknoloji ve askeri alandaki üstünlüğünü sürdürmesine olanak sağlıyor.

Türkiye-İsrail Ticaret Verileri (7 Ekim 2023 – 30 Eylül 2024)

2023-2024 döneminde Türkiye ve İsrail arasındaki ticaret hacminde önemli değişiklikler yaşandı. Türkiye ve İsrail arasındaki toplam ticaret hacmi, siyasi ve askeri gerilimlerin etkisiyle önemli ölçüde geriledi. Bu dönemde Türkiye’nin İsrail’e yönelik ihracatı ve ithalatındaki değişim şöyle özetlenebilir:

  • İhracat ve İthalat Hacmi: Türkiye’nin İsrail’e yönelik ihracatı %30 oranında azaldı. 2023’ün son çeyreğinden itibaren, inşaat malzemeleri, alüminyum profiller, bakır çubuklar ve boyalar gibi ürün gruplarında belirgin bir düşüş yaşandı. Aynı dönemde İsrail’den yapılan ithalat da %43,4 oranında düştü. Bu değişiklik, iki ülke arasındaki ticari hacmi önemli ölçüde daralttı​(Trade.gov).
  • Ticari Kısıtlamalar: Türkiye, 9 Nisan 2024 tarihinde İsrail’e yönelik 54 farklı ürün grubunun ihracatını kısıtlama kararı aldı. Bu kısıtlama kararı, Gazze’de ateşkes ilan edilene ve insani yardım akışı sağlanana kadar yürürlükte kalacak şekilde düzenlendi. Kısıtlanan ürünler arasında inşaat malzemeleri ve sanayi ürünleri bulunuyor. Bu karar, Türkiye’nin Filistin’e desteğini göstermek amacıyla alınmış bir adım olarak değerlendiriliyor​(Bloomberght)​(Brookings).
  • Dolaylı Ticaret ve Filistin: Türkiye’den Filistin’e yapılan ticaretin büyük bir kısmı, Filistin’in bağımsız bir gümrük sistemi olmadığı için İsrail üzerinden geçiyor. Bu durum, resmi kayıtlarda Türkiye’nin İsrail’e yaptığı ihracat miktarını artırıyor gibi görünse de aslında bu malların çoğu Filistin’e yönlendiriliyor. Özellikle Filistin’in Batı Şeria ve Gazze bölgelerine giden mallar İsrail üzerinden geçmek zorunda olduğu için bu ticaretin tam olarak izlenmesi ve miktarının belirlenmesi zorlaşıyor​(Brookings).
  • Ticari Etkileşimlerde Azalma: Türkiye’nin uyguladığı kısıtlamalar nedeniyle, İsrail’den yapılan ithalat ve ihracat işlemlerinde de ciddi düşüşler görüldü. Özellikle tarım ürünleri ve tekstil sektörlerinde Türkiye’den yapılan ithalatlarda ek vergiler ve sınırlamalar getirildi. Bu gelişmeler, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin büyük oranda azalmasına neden oldu.

Türkiye ve İsrail arasındaki ticaret hacmi, bu süreçte yaşanan siyasi ve ekonomik gerilimlerin doğrudan bir yansıması olarak azaldı. Türkiye’nin ticari kısıtlamalarla İsrail’e baskı yapma stratejisi, hem ticaret hacmini etkiledi hem de iki ülkenin ticari ilişkilerinde uzun vadeli bir değişim sürecine girildiğinin sinyallerini verdi.

Stratejik ve Askeri Değerlendirme

Erdoğan’ın “İsrail’in gözü Türkiye’de” açıklaması, İsrail’in bölgedeki genişleme politikasına karşı Türkiye’nin askeri ve stratejik duruşunu güçlendirdiğini gösteriyor. Türkiye, savunma sanayi projeleri ve yerli üretim İHA’larla stratejik dengesini sağlamaya çalışırken, ekonomik veriler de bu duruşu destekleyici unsurlar olarak değerlendiriliyor. Dış ticaret dengesindeki iyileşme ve savunma sanayii ihracatındaki artış, Türkiye’nin askeri kapasitesini destekleyen ekonomik göstergeler olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin kara ve deniz kuvvetleri ile insansız hava araçları alanındaki başarısı, İsrail’in teknolojik ve hava kuvvetlerindeki üstünlüğünü dengelemeye yönelik bir strateji izlediğini gösteriyor. Ekonomik göstergeler ise Türkiye’nin bu stratejiyi sürdürebilme kabiliyetini destekliyor ve gelecekteki askeri ve stratejik hamlelerde önemli bir rol oynayacağı sinyalini veriyor.